11 Mayıs 2010 Salı

ZEYTİN DOĞnın harikası


Herderde Deva
ZEYTİNYAĞI

Doğanın insanoğluna armağan ettiği
en değerli besinlerden biridir zeytinyağı.
Bu mucizevi yağın, sağlık açısından sunduğu nimetler saymakla bitmez. Çocukluktan yaşlılığa yaşamımızın her döneminde zeytinyağı, sağlığımızı birçok açıdan olumlu yönde etkiler. Gelin, zeytinyağının vücudumuz üstündeki etkisine birlikte bir göz atalım.


Zeytinyağı ve kalp sağlığı
Birçok araştırma, kalp sağlığı açısından yararlı besinlerin başında zeytinyağının geldiğini gösteriyor. Dünyada kalp hastalıklarının en az görüldüğü ülkeler, zeytinyağının yoğun olarak tüketildiği Akdeniz ülkeleri. Zeytinyağının kalp sağlığı üstündeki en önemli etkisi, kandaki “kötü kolesterol” miktarını düşürmesi. Kalbimizin en büyük düşmanlarından biri olan kolesterol, damarlarda birikerek kalp ve damar hastalıklarına yol açar. Zeytinyağı, kandaki kolesterol miktarını kontrol ederek damar tıkanıklığını önlemede yardımcı olur. Ancak zeytinyağının kalp ve damar sağlığımıza olumlu etkisi bununla sınırlı değil. Zeytinyağı, tansiyonun kontrol altında tutulmasında da önemli bir rol üstlenir. Özellikle kalp ve damar sağlığı için önerilen zeytinyağının, sindirim sisteminin düzenlenmesini sağlarken, tansiyon, gastrit ve ülsere karşı da koruyucu etki yaptığı kaydediliyor.

Ayrıca kolestterolden diş çürüğüne, cilt bakımına kadar birçok rahatsızlığın doğal çözümü olarak nitelendiriliyor

Vitamin deposu
Zeytinyağının içeriğinde bulunan E vitamini kansere karşı koruyucu etki yapıyor ve saç dökülmelerine karşı da iyi geliyor. A, D, E ve K vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, potasyum, kükürt, magnezyum, az miktarda demir, bakır, manganez gibi mineraller, kemik gelişimini sağlıyor.

Kandaki kötü huylu kolestrol denilen ‘‘LDL''yi temizleyen zeytinyağı, iyi huylu kolestterol denilen ‘‘HDL''yi de yükseltiyor. Diyabet hastaları için ise kan şekerinde düşme sağlıyor.

Son yıllarda diyabet hastalarının sayısının arttığını belirten Beslenme Uzmanı Lale Özbek, ‘‘Özellikle bu hastalıkta diyete çok dikkat etmek gerekiyor. Zeytinyağı kullanımı diyete yardım ettiği gibi birçok fayda sağlıyor'' diye konuşuyor. Toplum olarak oldukça yağlı ve tuzlu yemek yediğimizi belirten Özbek, ‘‘Kızartmaya, tatlıya, çay ve kahveye çok yer veriyoruz. Tahıl grubu ve sıvı yağ nispeten daha az tüketiliyor. Bir an önce beslenme şeklimizi değiştirmemiz ve bir dengeye oturtmamız gerekiyor'' diyor.

Son yıllarda diyabet hastalarının sayısının arttığını belirten Beslenme Uzmanı Lale Özbek, ‘‘Özellikle bu hastalıkta diyete çok dikkat etmek gerekiyor. Zeytinyağı kullanımı diyete yardım ettiği gibi birçok fayda sağlıyor'' diye konuşuyor. Toplum olarak oldukça yağlı ve tuzlu yemek yediğimizi belirten Özbek, ‘‘Kızartmaya, tatlıya, çay ve kahveye çok yer veriyoruz. Tahıl grubu ve sıvı yağ nispeten daha az tüketiliyor. Bir an önce beslenme şeklimizi değiştirmemiz ve bir dengeye oturtmamız gerekiyor'' diyor.

Bir insanın alması gereken günlük kalorinin yüzde 30'unun yağlardan gelmesi gerektiğini kaydeden Özbek, ‘‘Bunun yüzde 10'u doymuş, yüzde 10'u tekli doymamış (Zeytinyağı), yüzde 10'u ise çoklu doymamış (Ayçiçek yağı, soya yağı) yağ asitlerinden oluşmalı. Daha fazlası gereksiz'' diye konuşuyor. Günlük yemek sırasında et, süt ve tavuk gibi yiyeceklerden doğal yollarla yağ alındığını belirten Özbek, ekstra yağ alınmasını önermiyor. Sakatat, krema, mayonez, kaymak, gibi yiyeceklerde çok fazla yağ bulunduğunu hatırlatıyor.

ZEYTİN ÇEŞİTLERİ

  • Natürel Zeytinyağı (Virgin oil)

    3,3'ten daha az aside sahip zeytinyağları natürel zeytinyağ olarak adlandırılr. Natürel yağlar biyolojik açıdan en değerli yağlar olarak kabul edilir. Natürel zeytinyağları kendi aralarında asitlik derecelerine göre Uluslararası Zeytinyağı Konseyi (UZK) ve Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından belirlenen standarlarla göre dört grupta değerlendirilir.
    • Natürel Sızma Zeytinyağı (Extra virgin olive oil)

    • Tam olgunlaşmadan toplanan zeytinlerin (erken hasat) soğuk sıkım yöntemleri ile sıkılmasından elde edilen bu yağların asitlik oranı 1'den daha düşüktür. Kusursuz olarak ta nitlendirilen bu yağlarda zeytin meyvasındaki tat, koku ve vitaminler kaybolmadan bulunmaktadırlar. Bu tür zeytinyağını yemek pişirmekten çok çiğ olarak tüketmek daha uygun olacaktır. Balıklarda, salatalarda, haşlanmış sebzelerde doğrudan kullanılabilir.

    • Natürel Zeytinyağı (Virgin olive oil)

    • Farklı nedenlerle asit oranı sızma zeytinyağına oranla yüksek olan bu yağlar hafif kusurlu, natürel ya da sadece virgin olarak adlandırılır. Asit oranı yüzde 1 ile 2 arasında yer alır. Sızmaya oranla biraz daha yoğun bir tat içeren bu yağlar katıksız yağ olarakta bilinir.

    • Natürel Birinci Zeytinyağı (Ordinary virgin olive oil)

    • Bu yağların da asit oranı yüzde 2 ile 3,3 arasındadır. Asit derecesi yüksek olduğu için bu yağlarda hafif kusurlu olarak bilinir.
    • Lampant

    • Asit oranı 3,3 ten yüksek olan bu yağlar kusurulu olarak ifade edilir. Küflü ve bozuk yağları temsil eden bu yağlar doğrudan tüketim için uygun değildir. Sağlıklı olarak tüketebilmek için rafine edilerek yüksek asit ve kötü tat ve kokuları giderilir. Bu yağlar aynı zamanda sabun yapmak için kullanılır.
  • Rafine Zeytinyağı (Refined olive oil)

  • Yüksek asit, kötü tat ya da kokuya sahip zeytinyağlarının doğal yapısını bozmadan yağdan ayrıştırılarak (rafine edilerek) yenilebilir hale getirilmiş yağlara rafine zeytinyağı denir. Rafinasyon işlemleri, yağ asitlerinin ayrıştırılması (nötralizasyon), renginin açılması (ağartma), tat ve kokusunun ayrıştırılmasına (deodorizasyon) gibi aşamalardan oluşur. Asitsiz, kokusuz ve renksiz bu yağlara iyi kalite yağ karıştırılarak tekrar zeytinyağı özelliği kazandırılır. Hafif (light) yemeklik olarak adlandırılan bu yağlar Türkiye'de pek tercih edilmez, ancak ABD, Rusya gibi zeytinyağını yeni öğrenen ülkelerde oldukça çok tüketilir.

  • Tip Zeytinyağı

    Rafine edilmiş zeytinyağı ile natürel zeytinyağının karıştırılması ile üretilir. Bu yağlar gendelde yemeklik zeytinyağı olarak ta bilinir. İki çeşidi bulunmaktadır.
    • Riviera (Olive oil)

    • Yüzde 10-20 Natürel ve yüzde 80-90 rafine zetinyağı karıştırılarak elde edilen bu yağların asitlik oranın azami 1,5 değerinde olmalıdır.
    • A Tipi (Olive oil type A)

    • Riviera zeytinyağı ile aynı yöntemlerle üretilen bu zeytinyağının asitlik oranı azami 2 olmalıdır.
Zeytinyağının asitlik oranı nasıl ölçülür? PDF Yazdır e-Posta
Zeytinyağının asitlik oranını ölçmek için büyük donanımlı laboratuvarlara ihtiyaç yoktur. Cam pipet, cam ölçme tüpü ve cam balon ile eczanalerden temin edilebilecek biraz alkol eter ve asit solüsyonu asit derecesine ölçmek için yeterli olacaktır. Ölçme tüpüne koyduğunuz 10 gram zeytinyağını balon içersine koyduğunuz 30 gram alkol eterin üstüne dökerek iyice karıştırın. Daha sonra pipetin içine koyduğunuz asit ölçme solüsyonunu karışıma birkaç damla damlatın. Balonun içi kızarır gibi olup tekrar sarı hale gelir. Balonun kızarıklığı devamlı hale gelene kadar solüsyondan damlatın. Pipetin göstergesine bakın. Gösterdiği değer dizyem değerini gösterir. Değeri 10'a böldüğünüzde asitlik oranını bulmuş olursunuz.
Zeytinyağının asitlik derecesi nedir? PDF Yazdır e-Posta
Zeytinyağı gliserin ve oleik asit maddelerinin birleşmesinden oluşur. Ancak bu karışımdaki oleik asit, gliserin içersinde tümüyle karışmaz, bir kısmı serbest olarak kalır. Serbest kalan oleik asit miktarı az olursa yağ güzel ve lezzetli olur. Eğer asit miktarı fazla ise zeytinyağında acılık oluşur. Asitlik derecesi de her 100 gram zeytinyağında bulunan oleik asit miktarının yüzde olarak ifade edilmesidir. 0,8 asitlik zeytinyağı demek 100 gram zeytinyağında 0,8 gram serbest oleik asit bulunan zeytinyağı demektir.
Dizem ne demektir? PDF Yazdır e-Posta
Zeytinyağı üretimi yapan bazı bölgelerde, zeytinyağının asit derecesini ifade etmek için dizem kelimesi kullanılır. Değer olarak 1/10 asit ölçüsü 1 dizem olarak ifade edilir. Örneğin 0,8 asit değerine sahip bir zeytinyağı 8 dizem olarak belirtilir.
Zeytinyağı zeytinden hangi yöntemlerle çıkarılır? PDF Yazdır e-Posta
Zeytinyağı şişeleri üzerinde yer alan etiketlerde belirtilen yağ çıkarma yöntemleri zeytinin işlenmesine göre farklılıklar gösterir. İlk ikisi soğuk-sıkım yöntemleridir. Bu yöntemlerle işlem gören zeytinyağında, zeytinde bulunan vitaminler, sağlığa yararlı bitkisel kimyasallar, renk tat ve aroma yok olmaz. Sonraki iki yöntem, sıcak sıkım yöntemleridir. Bu yöntemlerde zeytinyağında bazı kayıplar olur. Aşırı ısı besin öğelerinin ve bitkisel kimyasalların çoğunu, rengini, tadını ve aromasını bozar.

Soğuk Sıkım : Bu metodda zeytinden yağ, ezerek ve sıkarak çıkarılır. "soğuk sıkım" olarak etiketlenen yağlarda ısı, ezme ve sıkma işlemindeki sürtünmeden kaynaklanır. Ancak bu sıcaklık 30 dereceyi geçmemelidir. (Aspir ve kanola gibi diğer yağlar da bazen soğuk sıkım metoduyla çıkarılır ancak bu yağlarda 48 dereceye kadar sıcaklık kabul edilebilir.)

Vakumlu Sıkım : Bu, karanlık ve havasız bir ortamda, 21 dereceden düşük sıcaklıkta yapılan bir soğuk sıkım işlemidir. Zeytinler ezilir, suyla karıştırılır ve vakumlu bir cihazda dövülür. İşlem havasız ortamda gerçekleştiği için antioksidanlar ve besin değerleri korunur.

Basınçlı Sıkım : Bu metodda da sıkıştırma ve ezme yapılır fakat son derece yüksek oranda bir basınçtır bu, bazen santimetrekareye 14-15 ton gibi... Bu yüksek basınç oranı, yağın sıcaklığını 148-149 dereceye yükseltmektedir.

Solvent(Çözücü) İle Çıkarma : Bu teknikte yağ, hekzan gibi kimyasal çözücülerle çıkarılır. Daha sonra bu kimyasallardan kurtulmak için yağ kaynatılır. Bu yağ daha kullanılabilir olması için tekrar ısıtma, ağartma ya da koku giderme işlemlerine tabi tutulabilir. Bu işlemlerden sonra yağın yanma noktası ve raf ömrü daha uzun olur.




Zeytinler toplandıktan sonra içindeki yapraklar, kabuklar ayıklanır, yıkanır ve sıkılmaya hazır hale getirilir. Eski zamanlarda sıkma işlemi için taş ya da granit tekerlekler kullanılırdı. Günümüzde ise pazlanmaz çelikten yapılma silindirler zeytinleri ezer ve hamur haline getirir. Bu zeytin hamuru daha sonra yoğurulma işlemine tabi tutulur. Bu sırada zeytin hamuruna yavaş yavaş su eklenir. Bu işlem, yağ moleküllerinin bir araya toplanmasını sağlar.

Hamur 20 ila 40 dakika yoğurulur. İşlem daha uzun sürerse daha az yağ çıkar ve zeytin hamurundan başka tadların yağa karışması riski doğar. Ayrıca, hava ile daha fazla temas edeceğinden, yağın kalitesini etkileyebilecek serbest radikaller de açığa çıkar.

Modern sistemlerde, yoğurma işlemi için, oksitlenmeyi önleyici zararsız bir gazla dolu tanklar kullanılır. Bu yöntem çıkacak yağ miktarını ve lezzeti artırır, yağın kalitesini korur. Karışım, çıkacak yağ miktarını artırmak için 27-28 dereceye kadar ısıtılabilir ama bu biraz oksitlenmeye sebep olur. Bu sıcaklıkta sıkma işlemine "cold pressed-soğuk sıkma" denir.

Yoğurma işleminden sonra, hamur, ya biraz daha sıkılır ya da santrifüj makinesine konur. Makine yüksek hızda dönerken çıkan su ve yağ ortadaki haznede birikir. Yağ ve su daha sonra ayrıştırılır.

Yağ ayrıldıktan sonra kalan posada da bir miktar yağ vardır. Bazı üreticiler posada kalan yağı da çıkarmak için buhar, hekzan ya da diğer solvent'leri kullanırlar. Bu düşük kaliteli yağın prina yağı olduğu belirtilmelidir.

Yağ daha sonra rafine edilebilir, ağartma ve/veya koku giderme işlemlerinden geçirilebilir. Rafine etmek, asitliğini ve acılığını azaltır. Ağartma işleminde klorofil ve karotenoid'leri (Bitkilere renklerini veren pigmentler) ve olası zirai ilaç kalıntılarını temizlenir, daha az besin öğesi içeren daha açık renkli bir yağ ortaya çıkar. Koku giderme de, zeytin yağının keskin kokusunu giderir.

Yağ, şişelenip nakledilmesinden önce bozulmaması için, imalathanelerde, paslanmaz çelik tanklarda yaklaşık 18 derecede saklanır.
Zeytinyağının tadını etkileyen faktörler nelerdir? PDF Yazdır e-Posta
Lezzetli, güzel ve hoş kokuya sahip zeytinyağının tadı kişiden kişiye farklılık gösterir. Kimisi aroması kuvvetli olanı, kimisi asidi yüksek olanı, kimisi de güzel kokusu olanı tercih eder. Zeytinyağı üretimine etki eden bir çok etken tadı, aromayı ve rengi önemli ölçüde değiştirir. Bu değişik zeytinyağı türleri de farklı isimlerle adlandırılır.

Zeytinyağının tadını etkileyen faktörler şöyle sıralanabilir;
  • Kullanılan zeytinin cinsi
  • Zeytin ağacının yetiştiği bölge ve toprak özellikleri
  • Zeytin ağacının yetiştiği dönemdeki çevresel faktörler ve hava durumu
  • Zeytinin olgunluk derecesi
  • Toplama zamanı
  • Toplama şekli
  • Toplama ve sıkma arasındaki süre
  • Sıkma tekniği
  • Paketleme ve depolama yöntemleri

ZEYTİN FALİYETİ

Birliğimizin 2008-2009 iş yılını kapsayan 55'inci Faaliyet Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı Birlik genel kurul toplantı salonunda yapıldı. Genel kurula katılma hakkı bulunan 204 kooperatif temsilcisinden 201 temsilci toplantıda hazır bulundu. Mevcut Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerimiz ibra edildi. Toplantı açılışında yönetim kurulu başkanımız Hidamet ASA, konuşmasında hedeflerinin yenilikçi bir yaklaşım tarzıyla bugüne kadar alım odaklı olan kurumumuzu, satış odaklı bir yapıya dönüştürmek olduğunu anlattı.

ZEYTİN ÇORBASI YAPIMI MEHMETTEN

Malzemeler

· ½ kg asma yaprağı (ben bahçeden topladım)

· 2 su bardağı pirinç

· 4-5 adet kuru soğan

· 1,5 çay bardağı zeytinyağı

· 1 yemek kaşığı kuru nane

· 1-1,5 tatlı kaşığı karabiber

· 1 tatlı kaşığı kırmızı biber

· 3-4 adet rendelenmiş domates

· tuz

Hazırlanışı:

1-Öncelikle asma yaprakları kaynamış suda renkleri değişinceye kdar haşlanır süzülüp bir kenarda bekletilir.

2-Bu arada derin bir tavaya sıvı yağ konulur üzerine yemeklik doğranmış kuru soğanlar konulur ve hafif rengi sararıncaya kadar kavrulur.

3-Daha sonra içerisine yıkanmış pirinçler ilave edilip tekrar kavurmaya devam edilir.

4-Pirinçler şeffaflaşınca içerisine rendelenmiş domates ilave edilip 1-2 dakika daha kavrulup üzerine arzuya göre tuz ve baharatlar ilave edilir.

5-Son olarak üzerine az miktarda su ilave edilip pirinçler yumuşayıncaya kadar pişirilir.

6-Bir kenarda soğumaya bırakılı.

7-Son olarak dinlenmiş sarma içi alınıp yaprakların üzerine kafi miktarda konulup sarılır.

MEHMETİN ZEYTİN YEMEĞİ TARİFİ

Zeytinyağlı yaprak sarma hem son derece kolay gibi görünen hemde zor bir yemek. Çünkü her bir yaprağı tek tek açıp içerisine iç koyup sarmak öyle çok kolayda görünmüyor. Bu işi iyi yapan annelerimiz ellerinin arasında çok da maharetli bir şekilde yaprakları nerdeyse kalem gibi sarıp tencereye seri bir şekilde dizerler. Küçüklüğümde annemin eline bakar ama bir türlü yaprakları üst üste getirip elimin arasına yuvarlayamazdım. Fakat Kız Meslek Lisesi Yiyecek hazırlama bölümünde okumaya başlayınca bu tür ince işleride yavaş yavaş öğrenmeye başladım. Şimdilerde elimde değil ama bir tahta üzerinde son derece güzel yaprak sararım. Ama sadece yaprağı sarmakla da iş bitmiyor. Sarma için iyi yaprak bulacaksınız, güzel bir iç hazırlayacaksınız ve yine pişireceksiniz. O kadar çok değişik iç hazırlama ve pişirme yöntemi var ki. Dolayısıyla bunlarda yaprak sarmasının tadını değiştiriyor.

Ben kendi tarifimi vereceğim. Çünkü kuş üzümlü, fıstıklı, tarçınlı sarmayı bizde kimse yemiyor o nedenle kendi tarifimi ekleyeceğim. Genellikle göz kararı yaparım ama elimden geldiğince ölçü vermeye çalışacağım.

zeytin DOLMAASI

yaprak sarması bizde bayram günlerinin önemli ikramlarından biri. annem her bayram birkaç gün önceden 1-2 tencereyi sarmayla doldurup gelen misafirlere ikram ediyor... birkaç sene önce annemle babamın yurtdışında olduğu bir bayramda biz de ablamla bu geleneği sürdüreceğiz diye arefe gecesi oturup bir tencere yaprak sarması yapmıştık. şimdi ne zaman bu yemeği görsem aklıma, ablamla anneminki gibi sarma yapmaya çalışmamız geliyor...

malzemeler:

  • 4-5 adet kuru soğan
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • 1,5-2 yemek kaşığı çam fıstığı (dolmalık fıstık)
  • 2 su bardağı pirinç
  • 1 yemek kaşığı kuru nane
  • 1-1,5 tatlı kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 2 kesme şeker
  • 2 yemek kaşığı kuş üzümü
  • yarım limonun suyu
  • 1 su bardağı kıyılmış maydanoz
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay bardağı kaynamış su
  • yarım kg salamura asma yaprağı
  • yarım çay bardağı zeytinyağı
  • 2 su bardağı kaynamış su

hazırlanması:
1. 4-5 kuru soğanı yemeklik doğrayıp, 1 çay bardağı zeytinyağı ve 1,5-2 yemek kaşığı dolmalık fıstık ile (fıstıklar pembeleşene kadar) kavurun.

2. 2 su bardağı pirinci yıkayıp soğanlara ekleyin. 1-2 dakika daha kavurun. sonra sırasıyla tencereye 1 yemek kaşığı kuru nane, 1,5 tatlı kaşığı karabiber, 1 tatlı kaşığı tarçın, 2 kesme şeker, 2 yemek kaşığı kuş üzümü, yarım limonun suyu ve 1 su bardağı kıyılmış maydanoz ekleyip karıştırın. tencereye 1 tatlı kaşığı tuzu ve 1 çay bardağı kaynamış suyu ilave edin. çok kısık ateşte pirinçler suyu çekene kadar demlendirin. pirinçler suyu çekince tencerenin altını kapatıp

3. diğer tarafta yarım kg salamura asma yaprağını ılık suyla - 4-5 kez suyu değiştirerek - yıkayın. yaprakları iki avucunuz arasında sıkarak sudan çıkartın. her bir yaprağı avucunuz içine alın, ortasına 1 tatlı kaşığı içten koyun. yaprağı sigara böreği gibi sarın.

4. pişireceğiniz tencerenin dibine bir sıra yaprak serin (böylece dibi tutmaz). üzerlerine sarmaları en sonunda üzerlerine bir sıra daha yaprak yarım çay bardağı zeytinyağı gezdirin. (ekşi olsun isterseniz yarım limon suyu da ekleyebilirsiniz)

5. yaprakların üzerine bir tabak kapatın ve 2 su bardağı kaynamış su ekleyin. tencereyi ateşe koyun. su kaynamaya başlayınca ateşi kısıp 30 dakika pişirin. piştikten sonra sarmaları soğutup servis tabağına dizin. li

zeytinin faydaları ege

Kocaeli’nde 10 yıldır aktarlık yaparak insanların dertlerine deva olmaya çalışan Serkan Açık (35), kendi hastalığını da tedavi etmeyi başardı. Dükkanında 2 bin 500′den fazla bitki çeşidi bulunan Serkan Açık basur, gastrit, bağırsak iltihabı ve bağırsaklarında yaralar oluşması üzerine önce dükkanda bulunan tüm ürünleri denedi. Doktora başvurmak yerine kendi hastalığını kendisi tedavi etmeye çalışan Açık, bir gün kahvaltıda zeytin yerken aklına gelen bir fikri uygulamak üzere önce eline bir keser aldı.
Keser yardımı ile zeytin çekirdeklerini kırarak un haline getiren Serkan Açık elde ettiği unu yoğurtla karıştırdı. Kendini kobay olarak kullanan Serkan Açık bir süre sonra iyileştiğini fark ederek, elde ettiği ürünü piyasaya sürmeye karar verdi.

Zeytinyağı fabrikalarından zeytin çekirdeklerini toplayan Açık, topladığı çekirdekleri su değirmenlerinde kendi halinde doğal olarak ürettikten sonra 81 vilayetin yanı sıra Avrupa ülkelerine de pazarlıyor. Serkan Açık bulduğu zeytin çekirdeği ununun basur, gastrit, bağırsak iltihabı ve bağırsaklarda oluşan yaralar ve çeşitli hastalıkların iyileşmesinde büyük fayda sağladığını iddia ediyor.